27 Şubat 2010 Cumartesi

İşte Bu Halim (Şiir)


İŞTE BU HALİM
Sıradan bir güne can vermişti güneş
Bulutlar usulca oynaşıyordu gök meydanında
Ayakları her günkü nefretiyle döverken taşları
Cılız bir gölge belirdi etrafında

İhtiyar olduğunu anladı buruşmuş ellerinden
Gitme, diyordu, yalnız bırakma beni
Keder damlıyordu gözlerinden
Acıyordu ona, acı çekiyordu

Küçümser bir bakış atıverdi etrafına
“Sen kimsin?” diye bile soramadı şaşkınlıktan
Kaşının üstündeki, diyordu, çizgi de ne?
Gençsin sen daha nedir bu halin?

Bu kez dikkatlice baktı etrafına
İrkildi birden görünce kor olmuş kömürleri
Gitme, diyordu, bir başıma bırakma beni
Bacaklarım, diyordu, sensiz nasıl kaldırır bedenimi

İçindeki zehir akıverdi dudaklarından
Yorgunum dedi içinden, çok yoruldum
İpekten pelerinim kapatıyor yaralarımı
Çok geç fark ettim kırık kanatlarımı

Hayellerimi süsledi altından kafesler
Demir parmaklıklara değerken ayaklarım
Kuşların uçtuğuna inandım hep
Nasıl da gerçek oldu uydurduğum yalanlarım

Bulutların pamuksu bedenine dokunmak varken
Bataklıklar içinde kendi etimi kemirdim
Kahkahalar atan kirli cesetler arasında
Acı çektim, yoruldum, yenik düştüm

Anlayacağın ihtiyar, gidiyorum ben
Özgürlük istiyorsa baş, ayrılmalı bedeninden
Gözlerinin arasından kayıp gittiyse bedenim
Şaşılacak bir şey yok, işte bu halim…


0 ses çıkmış:

 

Term Life Insurance Quote