27 Şubat 2010 Cumartesi

Spartakistler (İnceleme)



SPARTAKİSTLER(SPARTAKUSBUND)

SPD (Alman Sosyal Demokrat Partisi), 1890’dan itibaren artan oy oranlarıyla, binlerce üyeden oluşan parti örgütleriyle 2. Enternasyonal’in baş direğiydi. Kautsky, Engels’in ölümünden sonra Alman sosyal demokratları içinde büyük bir otoriteye ulaştı. Ama SPD’nin sınıf temelli bir hareketten ortalama bir burjuva partisine dönüşmesini engellemeye çalışsa da başarılı olamadı. SPD seneler ilerledikçe gerçek tabanı olan işçi sınıfından gittikçe uzaklaşıyordu. Buna karşın 1912 yılında aldığı %34 oy oranı ve 110 milletvekiliyle iktidara sahip oldu. Fakat SPD sosyalist bir cumhuriyetin temellerini atmak yerine emperyalizmle işbirliği yapıp 4 Ağustos 1914 tarihinde savaş kredilerine evet oyu kullanmayı seçerek hem Almanya’yı, hem de bütün dünyayı felakete sürüklüyordu.

Savaş kredileri oylamasından sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı; ne Almanya için, ne de SPD için. SPD’de ayrılıklar başlamıştı. Spartakistler de işte bu zaman içinde filizlenen, fakat açtığı gibi de solan bir gruptu. Bu hareketin doğumu sadece filizlenme evresinden ibaret değildi elbet. Hareketin başını çeken Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht, uzun zamandır SPD’nin içindeydiler ve partinin içine düştüğü revizyonist çukuru net bir şekilde görmekteydiler.

Spartakistlerin ideolojik dayanaklarını daha anlaşılır kılmak amacıyla, az da olsa Rosa ve Karl’ın hayatlarına değinmek gerek.

Rosa’nın ilk gençliği o zamanlar Rus işgali altında bulunan Varşova’da geçti. Varşova, Rus çarlarının Ruslaştırma politikalarından epeyce nasibini almaktaydı ve şehrin içinde bulunduğu bu durum, birçok milliyetçi örgütün yanında iki tane de sosyalist örgüt doğurmuştu. Bunlardan biri daha sonra Rosa’nın da düşüncelerini benimseyeceği Proloterya adlı, ulusal-sosyalist devletlere karşı, enternasyonalliği savunan bir örgüttü. Diğer sosyalist örgüt Polonya Halkı ise enternasyonal düşünceden uzak, Polonya halkının bağımsızlığını savunan ulusal bir sosyalizmi savunuyordu.1890 yılında üniversite öğrenimine başlayan Rosa, 1898’de Almanya’ya geçti. Çeşitli gazetelerde yazarlığa başladı. Yeni yüzyılla birlikte parti içindeki etkinliği artan Rosa, SPD okullarında eğitmenliğe başladı. Bu okulların birinde Rosa’nın öğrencilerinden birisi de daha sonra Doğu Almanya’nın ilk devlet başkanı olacak olan Wilhelm Pieck idi. Rosa’nın, 1910 yılında işçi sınıfından uzaklaşmaya başlamış olan SPD’nin ideolojik önderi Kautsky’e yazdığı eleştiri yazısı yerel gazetelerde yayınlandı. Kautsky ise verdiği cevapta sosyal demokrasinin sadece biraz daha beklemesi gerektiğini, reforma, greve veya mücadeleye ihtiyaç olmadığını, kapitalizmin kalesinin ise kendi kendine yıkılacağını söylüyordu. Rosa Luxemburg gibiler onun gözünde ancak maceraperest idiler ve maceraperestlik, kendi kendine geleceği düşünülen zafere sadece engel olabilirdi.

Karl Liebknecht ise babası gibi SPD üyesiydi, fakat onun sosyalizm anlayışı babasına nazaran daha radikaldi. 1900 yılında başlayan SPD serüvenine 1912 yılında milletvekili seçilerek devam etti. Onu, bilindik SPD anlayışından farklı kılan nokta ise 4 Ağustos 1914 yılındaki savaş kredileri oylamasındaki tek ret oyunu vermiş olmasıydı.

Bundan sonraki hikayeleri Rosa’yla zaten ortaktı ve şöyle devam ediyordu: SPD’nin savaş destekçisi tutumuna karşı oluşturdukları birliğin ismine, bir köle olan Spartaküs’ün adını vermişlerdi. Çünkü Spartaküs Roma ordularına karşı bir sınıf mücadelesi vermişti, bugün Rosa ve Karl’ın gerçekleştirmek istedikleri amaç da proleterya egemenliğiydi. Spartakist Birliği, 1916 yılının ilk günlerinde yazarların kendi imzalarını taşıyan siyasi yazıların düzenli olarak yayınlanmasına karar verdi. Aynı yıl içinde Spartakistler, işçileri İşçi Bayramı’nı kutlamaya çağırdılar. 1 Mayıs 1916 günü sabahı, saat 8 sularında Liebknecht gürledi: ‘‘Kahrolsun Savaş, Kahrolsun Hükümet!’’ ve polisler tarafından götürülen Liebknecht, 28 Haziran’da iki yıla mahkum edildi. Cezası temyizde iki yıl daha arttırıldı. Liebknecht’ten bir ay sonra da Luxemburg tutuklanacaktı.

1918 yılına Almanya, grevlerle giriyordu ve ülke karışıklar içindeydi. Eylül ayında savaşı kaybettiği anlaşılmıştı. 12 Ekim’de Prusya hükümeti af ilan etmiş, 23 Ekim’de Berlin’e gelen Liebknecht, USPD yöneticileri ile birlikte eylem kararı almıştı ve eylem tarihini 11 Kasım olarak belirlediler. SPD ise bir muhtıra vererek isteklerinin gerçekleşmemesi halinde ayaklanmaya katılacağını bildiriyordu. Hesaplanandan iki gün önce başlayan ayaklanma sonucunda başbakan Marx von Baden’ın görevleri ve tahttan uzaklaştırılan kral 2.Wilhelm’in şansölyelik hakları Ebert’e devredildi. Aynı gün Liebknecht, Kraliyet Şatosu’ndan sosyalist cumhuriyetin kurulduğunu binlerce asker ve işçinin önünde ilan ederken SPD’nin lideri Scheidemann ise bir oldubittiye getirip USPD milletvekillerinin de desteğini alarak Weimar Cumhuriyeti’nin kurulduğunu açıklıyordu. Aynı gün serbest bırakılan Rosa Luxemburg da Berlin’e geldi. Takip eden günlerde bir matbaayı işgal eden Karl Liebknecht, daha sonra Spartakistlerin yayın organı olacak Rote Fahne’yi bastıracaktı. Rosa, Berlin’e döndükten sonra katıldığı bir USPD toplantısında Spartakist tezleri benimsetemedi ve bu yüzden Spartakistler partileşme kararı aldılar.

Spartakistler 14 Aralık 1918 tarihinde Rote Fahne’de yayınladıkları “Spartakistler Ne İstiyor?” adlı bildiride proletaryanın devrimi gerçekleştirmek için yapması gerekenleri yazmışlardı:
I.- Devrimin güvenliği için derhal alınacak önlemler:
  1. Tüm polisin, bütün Yunker subayların ve proleter olmayan askerlerin, kısacası egemen sınıfların tüm üyelerinin silahsızlandırılması.
  2. Bütün silah ve cephane depolarıyla birlikte, silah fabrikalarına da işçi ve asker konseyleri tarafından el konulması.
  3. Tüm yetişkin erkek proleter nüfusun, işçi milisi olarak silahlandırılması. Karşı devrimci saldırılar ve bozgunculuğa karşı, devrimin sürekli olarak korunması için milisin aktif bir bölümü olarak proleterlerden oluşan Kızıl Muhafız örgütünün yaratılması.
  4. Yunker subaylarının -karşı devrimci subayların- ve uzlaşmacıların, bütün asker konseylerinden çıkarılması.
  5. Eski rejimin bütün siyasal organlarının yerine işçi ve asker konseylerinin getirilmesi.
  6. Savaşı başlatan ve uzatanları yargılamak amacıyla bir mahkeme kurulması.
  7. Halkın yiyecek ihtiyaçlarını koruma altına almak için tüm besin maddeleri stokuna el konulması.
II. – Siyasal ve Toplumsal alanda:
  1. Bütün prensliklerin kaldırılması; birleşik bir Alman Sosyalist Cumhuriyeti’nin kurulması.
  2. Bütün parlamento ve belediye meclislerinin dağıtılması, yerlerine işçi ve asker konseylerinin geçirilmesi.
  3. Almanya’nın her yerindeki fabrikalarda işçi konseylerinin oluşturulması, askeri birliklerde ise (Yunker subayları konu dışında tutularak) asker konseylerinin oluşturulması.
  4. Bütün rütbe farklarının, hiyerarşinin ve unvanların kaldırılması. Kadın erkek arasında tam bir yasal ve toplumsal eşitlik sağlanması.
  5. En fazla altı saatlik işgünü.
III. – En önemli ekonomik talepler
  1. İmparatorluk hanedanının bütün servet ve gelirlerine toplum adına el konulması.
  2. Merkez konseyleri tarafından saptanacak bir tutar dışında, bütün savaş borçlarıyla birlikte, tüm devlet borçlarını silinmesi.
  3. Büyük ve orta tarım işletmelerinin tümünün toprak ve tarlalarına el konulması, ülkede merkezi bir yönetim altında sosyalist tarım topluluklarının oluşturulması (Stalin’in kolektifleştirme politikası gibi.).
  4. Büyük bankalara, madenlere ve bütün sanayi ve ticaret girişimlerine el konulması.
  5. Tüm servetlere el konulması.
Spartakistler yazılarını proleterleri kavgaya çağırarak sonlandırıyor.

Rosa Luxemburg 31 Aralık 1918 tarihinde yapmış olduğu KPD (Almanya Komünist Partisi) açılış konuşmasında 9 Kasım’da yaşanmış olan devrimin, ekonomik nedenlerle değil siyasal nedenlerle yapıldığını, sonucunun ise emperyalizmin çöküşü olduğunu söylüyor. Bu devrimin ancak ve ancak bir başlangıç olabileceğini, ama devrimin sonucunda kurulan cumhuriyetin ülkeye kesinlikle sosyalizmi getiremeyeceğini söylüyordu. Rosa’ya göre ; ‘‘Sosyalizm kararnamelerde yaratılamayacak ve yaratılamaz da ve de sosyalizm, ne kadar sosyalist olursa olsun herhangi bir hükümet tarafından kurulamaz. Sosyalizm, kitleler tarafından, tek tek her proleterin katılmasıyla yaratılabilir. Sosyalizm yalnızca budur işte ve sosyalizm ancak böyle yaratılabilir’’di. Ve bu yüzden KPD bu konuda bir tartışma yaşasa da seçimlere katılmama yönünde bir karar almıştı. Çünkü onlar işçi asker konseylerinden oluşan bir yönetim şeklini doğru buluyorlardı.

4 Ocak 1919 tarihinde sola yakınlığı ile tanınan Berlin polis müdürünün görevden alınmasından sonra başlayan olaylar KPD’nin kontrolünden çıkan bir harekete dönüşmüştü, fakat KPD, olayların içinde bulunan işçi sınıfını yalnız bırakmamak için müdahale etmek zorunda kaldı. 4 Ocak’tan itibaren Berlin’de sokak savaşları yaşanıyordu. Rosa Luxemburg 14 Ocak’ta son yazısı olan ‘‘Berlin’de Düzen Hüküm Sürüyor’’ ‘da eski ayaklanmaları anlatıyor, devrimlerin şimdiye kadar yenilgi dışında bir şey getirmediğini, fakat bu yenilgilerin gelecekteki nihai zaferin habercisi olduğunu yazmıştı.

15 Ocak 1919 tarihinde Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht, Freikorps (Cepheden dönen askerlerin oluşturduğu faşist örgütlenme.) tarafından yakalanmış, Rosa dipçik darbeleriyle, Karl ise kafasına kurşun sıkılarak öldürülmüştü. Rosa ve Karl’ın ölümünden sonra illegal bir örgüt haline gelen KPD, Leo Jogiches tarafından yönetildi. Fakat iki ay sonra o da yakalandı ve iki kurşun da onun için ayrılmıştı.

Spartakistlerin etkinlikleri sadece Almanya ile sınırlı kalmadı. Osmanlı İmparatorluğu sırasında Almanya’ya okumaya gönderilen öğrencilerin bir bölümü Almanya’da Spartakist ideolojiden etkilenmiş ve ülkeye dönmüşlerdir. Bu öğrencilerden bazıları Kurtuluş Savaşı’na katılmak amacıyla İnebolu’ya geçmişlerdi ve daha sonra kurulacak cumhuriyetin içinde önemli görevlerde bulunacak, fikirleriyle bu topraklardan çıkmış önemli kişileri etkileyeceklerdi; başta Nazım Hikmet olmak üzere…

1 ses çıkmış:

Adsız dedi ki...

güzel çalışma başarılarının devamı dileğiyle...

 

Term Life Insurance Quote