26 Ağustos 2010 Perşembe

Neden Batıda Yetmez Ama Evet, Kürt İllerinde Boykot? (Anayasa Tartışmaları)

Batı'da “Yetmez ama Evet”, Kürt illerinde boykot


12 Eylül’de yapılacak Anayasa referandumuna oldukça kısa bir süre kala, seçmenlerin görüşleri yavaş yavaş netleşiyor ve farklı tutumlardaki gruplar arasındaki tartışmalar gittikçe daha sert bir hal alıyor. Kağıt üzerinde evet veya hayırdan oluşan iki seçenek gözükse de bir diğer cephe ise sandığa gitmeyi reddeden “boykot”; yani üçüncü seçenek. Farklı illerde düzenlenen mitinglerle üç cephe de sesini duyurmaya çalışıyor, savundukları görüşü haklı çıkarmak adına çeşitli argümanlar öne sürüyorlar. Öte yandan askeri vesayetin rejiminin sonlanmasını ve darbecilerin yargılanmasını isteyen sosyalistler, 12 Eylül Anayasasını çöpe atmak yönünde ilk adım olarak gördükleri bu pakete “Yetmez ama Evet” sloganıyla sokak kampanyalarını yürütüyor, paneller ve yürüyüşler düzenliyor.
Daha önce “Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe!”, “Küresel BAK” ve “Antikapitalist Öğrenciler” gibi girişimlere öncülük eden Devrimci Sosyalist İşçi Partisi’nin en önemli mimarı olduğu Yetmez ama Evet oluşumu, bir mühür kampanyası olmaktan öte sivil anayasa için ilk adımı atmaya ve sonrasında demokrasi mücadelesine katkı sağlamaya çağrı yapıyor. Üstelik bu çağrı, "Sol tek ses oldu: Hayır dedi" sloganıyla yola çıktıkları kampanyalarını Kürt sorununu "terör sorunu" olarak gören CHP ile miting yaparak sürdüren ve AKP’yi hükümetten devirmek için her yol mübahtır diyen “sosyalistlere” demokrasi ve meşruiyet adına karşı çıkarak devam ediyor. Yapılacak referandumu adeta bir güven oylaması gibi yansıtan bu partiler, sadece anayasa değişikliğini oylayacağımız gerçeğini göz ardı ederek kampanyalarını salt iktidar karşıtlığı üzerine kuruyor. Bu iktidar karşıtlığı temelli değerlendirmelerde AKP’nin de bir düzen partisi olduğunu ve diğer sermaye partilerinden farkı olmadığını anlayamayan aynı “sol” zihniyet, “Evet çıkarsa kendimi asarım!” diyen Kenan Evren’in yargılanmasının önündeki engellere destek verirken, “Toplu sözleşme hakkımız, grev silahımız!” sloganları atan kamu emekçilerine toplu sözleşmenin önünün açılmasına karşı duruyor.
Yetmez ama Evet aktivistlerinden biriyle yaptığımız görüşmede kendisi kampanyayı kısaca şöyle açıklıyor:
“Bu kampanya; bu değişikliklerin yetersiz olduğunu ama 12 Eylül anayasasında küçük de olsa bir delik açtığı için, değiştirilen tüm maddeler öncekinden daha iyi olduğu için bu referanduma karşı alınması gereken siyasi tavrın ‘Yetmez ama Evet’ olması gerektiğini anlatıyor.

Biz referanduma kadar "Yetmez ama Evet" diyerek hem bu değişikliklerin neden yetersiz olduğunu anlatmaya hem de Evet oylarını arttırmaya çalışacağız. 13 Eylül'den itibaren de daha fazlası için, 12 Eylül anayasasını tümden değiştiren, sivil ve demokratik bir anayasa için mücadele.edeceğiz.

12 Eylül'de Evet çıktıktan sonra Anayasa'da daha kapsamlı değişiklik yapılması çok daha kolay olacak çünkü sürekli yargı darbesi yapan Anayasa Mahkemesi'nin ve HSYK'nın yapısı biraz daha demokratik olacak.”
En çok tartışılan iki madde ise anayasa mahkemesinin ve HSYK’nın düzenlenmesine ilişkin olan 146. ve 159. maddeler. Diğer 24 maddede ise neredeyse herkes uzlaşmış durumda. Bugün bu iki maddeye karşı çıkanlar, parlamentonun kararlarını fesheden, Kürt halkının partilerini kapatan, Ergenekon savcılarını tehdit eden, Şemdinli'de bomba patlatan "iyi çocuk"ları soruşturan savcıları meslekten ihraç eden yargı oligarşisini savunuyor. Mevcut yargının tarafsız olduğunu iddia edenlere en güzel yanıtlardan birini de Radikal’deki köşesinde Oral Çalışlar “Ben hakimleri ve savcıları iyi tanırım.” yazısıyla vermişti. Yeni yapılanma için sivil faşizm iddiaları süregelirken, bu söylemlerin gerçeği yansıtmadığı aşikar. Avrupa'da Anayasa Mahkemesi üyeleri’nin üyelerinin nasıl seçildiğine göz atarsanız bu yapılanmanın Türkiye’ye özgü olmadığını görebilirsiniz. Aşağıdaki linkten konuyla ilişkin paylaşım.bulunmakta: https://docs.google.com/document/edit?id=17nCpdjTQVdgZJJdP4FXS9cUkgV5rUSRkYBgwBuiAokk&hl=en
Neden yetmez neden evet dendiğini ise her gün bir çok ilde dağıtılan broşürlerden alıntılayalım:
• YETMEZ, çünkü biz, sivil, demokratik, özgürlükçü, çoğulcu, demokratik tartışmalarla şekillendirilen, tümüyle yeni bir anayasa istiyoruz. Mevcut anayasanın tamamı idam severlerin anayasasıdır. Necdet Adalı’yı asanların anayasasıdır. Erdal Eren’i asmak için yaşını büyük gösteren Kenan Evren’in anayasasıdır ve tamamen değişmelidir.
• YETMEZ, çünkü biz savaşı değil barışı güvence altına alan bir anayasa istiyoruz.
• YETMEZ, çünkü biz bütün toplumsal kesimlerin haklarının güvence altına alındığı bir anayasa istiyoruz.
• YETMEZ, çünkü biz, ırkçı ve milliyetçi her tür söylemden arındırılmış bir anayasa istiyoruz.
• YETMEZ, çünkü biz, insan haklarının ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı bir anayasa istiyoruz.
AMA EVET
• EVET, çünkü biz, darbecilerden hesap sorulmasının yolunun açılmasını istiyoruz.
• EVET, çünkü biz, fişlenmenin son bulmasını istiyoruz.
• EVET, çünkü biz, 12 Eylül’ün hesabının sorulmasını istiyoruz.
• EVET, çünkü biz 12 Eylül darbe anayasasının kısmen de olsa değişmesini istiyoruz.
• EVET, çünkü biz, rejimin bekçiliğini yapan değil, hukuk kurallarına uyan bir yargı sistemi için istiyoruz.
• EVET, çünkü biz, darbecilerin karşısında el pençe divan duran Anayasa Mahkemesi’nden, partileri kapatan Anayasa Mahkemesi’nden, başörtüsünü yasaklayan Anayasa Mahkemesi’nden, yüksek yargıçların yüksek yargıçları seçtiği yargıçlar sultasından, Şemdinli savcısını görevden alarak Şemdinli bombacılarını koruyan, HSYK’nın bugünkü yapısından kurtulmak istiyoruz.
EVET, çünkü biz, askere sivil yargının yolunun açılmasını istiyoruz.
EVET, çünkü biz, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmamasını istiyoruz.
12 Eylül cuntasının anayasasından kurtulmak için yeterli olmayan değişiklikleri, Yyetmez ama evet!” diyerek savunuyoruz.
Yeni bir anayasanın yapımını kolaylaştıracağı için 12 Eylül günü, 12 Eylül anayasasında yapılan değişikliklere, “Yetmez ama evet” diyoruz.”
Ülkenin batısında demokratikleşme çabası devam ederken doğuda askeri vesayet rejimi ile mücadele ediliyor. Bir yanda çocuklar öldürülürken öte taraftan halkın oylarıyla seçilmiş politikacılar tutuklanmakta. Kürt illerinde işkence, yargısız infazlar, faili meçhul cinayetler ve her türlü anti-demokratik uygulama hüküm sürüyor. Bu koşullar altında Kürt halkının ve BDP’nin isyanını anlamak ve kararlarına destek olmak bir gerekmektedir. Uzatılan barış elini tutmayan bir hükümet, milliyetçi politikalarla beslenen ve çözüm istemeyen bir muhalefete karşı Kürt halkının isyanını doğru yorumlanması şarttır. Lenin, UKKTH’de ezen ülkelerin sosyalistlerinin ezilen halklara alması gereken tutumu açıklamakta:
“Ezen ülkelerin işçilerinin enternasyonalist eğitimi, zorunlu olarak, her şeyden önce, ezilen ülkelerin özgürlüğü ve ayrılması ilkesinin savunulmasını içermelidir. Yoksa ortada enternasyonalizm diye bir şey kalmaz. Bu propagandayı yapmayan ezen bir ulusun sosyal-demokratını, emperyalist ve alçak saymak, hakkımız ve görevimizdir. Sosyalizmin gerçekleşmesinden önce ayrılma olasılığının binde-bir olması durumunda bile, bu istem, mutlak bir istemdir.”
Yetmez ama Evet diyen sosyalistler ve demokrasi yanlıları da BDP’nin ve Kürt halkının kararına saygı duyuyorlar; mücadelelerine destek oluyorlar.
Sandıktan Evet veya Hayır çıkarsa ne olacak? DSİP genel başkanı Doğan Tarkan şöyle diyor:
"Eğer hayır çıkacak olursa 12 Eylül Anayasası bir kez daha onaylanmış olacak. Bir daha da 12 Eylül'le hesaplaşma fırsatını bulmamız zorlaşacak. 13 Eylül'de biz kendi adımıza hemen hesaplaşmaya başlayacağız. Başta MGK üyeleri, sıkıyönetim komutanları olmak üzere dönemin listesini hazırlıyoruz, dilekçeler hazırlıyoruz savcılıklara verilmek üzere. 13 Eylül'de insanlara çağrıda bulunacağız, dilekçeleri vermeye, suç duyurusunda bulunmaya başlayacağız. Eminim ki birçok yerde birçok savcı bizi dikkate alacaktır. Zamanaşımını hukuksal yönlerle aşmak mümkün olmazsa yeni bir düzenleme yapılır ve zaman aşımı sorunu çözülür. 14 Eylül'de de 'Yetmez Yeni Bir Anayasa' diyeceğiz. Bunun içinde hemen harekete geçeceğiz."
Bu durum içerisinde, askeri vesayete son vermek ve demokratikleşme için adım atmak isteyen herkes 12 Eylül günü, 12 Eylül anayasasında yapılan değişikliklere “Yetmez ama evet” demeli ve sonrasında yeni sivil bir anayasa için mücadele etmelidir.
Dürümcü Mustafa
Alternatif linkler:
http://www.yetmezamaevet.com/wp-content/uploads/YetmezAmaEvetBrosur.pdf
http://www.sosyalistisci.org/
http://www.marksist.org/
Soldaki bölünme üzerine: http://www.birikimdergisi.com/birikim/dergiyazi.aspx?did=1&dsid=395&dyid=5845
http://www.taraf.com.tr/roni-margulies/makale-hayir-kelimesinin-kac-anlami-vardir.htm

0 ses çıkmış:

 

Term Life Insurance Quote