28 Nisan 2010 Çarşamba

Yeni Kalemler (Giriş)


“Küçük dergiler edebiyatın, şiirin laboratuarıdır.” demiş Paul Valery, bu sözünü en iyi YGS’ye giren arkadaşlar bilir sanırım; onlara yüzleşmek zorunda bırakıldıkları sınavın ikinci ayağında da başarılar diliyoruz.

Sessiz’in ilk sayısının ardından açıkçası kafamıza soru işaretleri belirdi. Bizden kaynaklanan birtakım yönetim bozuklukları vardı; istediğimiz ifade ve paylaşım ortamını, kolektif yönetim anlayışını oturtamadık; bu yönde yaptığımız denemeler, tecrübesizliğin de etkisiyle başarısız oldu.

Ayrıca beklediğimiz genişlikte bir okur kitlesine de ulaşamadık. Geri bildirimler neredeyse sıfıra yakınken blog’u kurarken oluşturmak istediğimiz tartışma atmosferi ne yazık ki hiç de vücut bulmadı; tanıtımda yaptığımız hatalarla internet gibi engin bir deryada bile yalnızca kısıtlı sayıda insana duyurabildik yazdıklarımızı. İki sayıdır planladığımız, onay da aldığımız söyleşileri gerçekleştirememek de bir noktada bizi hayal kırıklığına uğrattı.

Üstelik pek çok açıdan profesyonel bir amatörlüğü hedeflemişken kendimizi amatör bir profesyonelliğin içinde bulduğumuz da söylenebilir. Yani anlayacağınız, tüpler elimizde patladı.

Heyhat, bu zorluklar şimdilik bizi yıldırmadı; aksine zamanla işimize keyif katan, hataları görüp düzeltmeye başladıkça da geriye dönerek gülebildiğimiz noksanlıklara dönüşüyor bunlar. Önümüzde çok uzun bir yol var hala; her şeyi el yordamıyla bulmaya, sorunları kendi bildiğimiz, bulduğumuz yöntemlerle çözmeye çalışıyoruz. Masada açık bir formüller kitabımız yok, gelişimi deneyler ile sağlamamız gerekiyor… Bu noktada, başta tanıtım olmak üzere aklınıza gelen her konuda desteğinizi almanın bize çok şey ifade ettiğini bir kez daha hatırlatmak da isteriz.

Fark edeceğiniz gibi ikinci sayımızda daha dolu bir içerikle karşınızdayız, üstelik aramıza pek çok yeni yazar arkadaşımız da katıldı. Belli bir seviyeyi korumaya çalışırken olabildiğince esnek davranarak sanırım pek çoğumuzun ilk yazılarının yayınlandığı dergi olma şansını elde ettik; bu yönüyle evet, biz bir laboratuarız.

Edebiyatın felsefeyle, politikayla yoğrulduğu sayfalarda; müzik ve sinema gibi konularda popülerlik kaygısı gütmeden fikirlerimizi yazabildiğimiz bir mecra oldu Sessiz, ayrıca her yazı bir diğerinden bağımsız birer otonom bölge olduğundan neredeyse hiçbir kısıtlamanın olmadığı geniş bir yelpazede bilgi birikimlerimizi paylaşmaya çalıştık. Anlatacağımız şeyler bitmediği sürece de susmaya niyetimiz yok.

Susturulmamak içinse sansüre karşı çıkmamız gerektiğini biliyorduk, bu sayıdaki dosya konumuz da aynı nedenden dolayı sansür ve denetleme politikaları oldu.

Sonraki sayıda görüşmek üzere,
Sessiz Dergi ekibi


0 ses çıkmış:

 

Term Life Insurance Quote